YAPILAN ARAŞTIRMALARDA NAMAZIN YARARLARI

NAMAZIN ÇEŞİTLİ ARAŞTIRMALARLA İSPATLANMIŞ YARALARI
* Yapılan araştırmalar namazın varise karşı insanı koruduğu belirlendi. Mısır İskenderiye Üniversitesinden Prof. Dr. Tevfik Avlan, kıyam, rükû, secde ve oturma gibi namaz hareketleri arasında insicam, yardımlaşma ve dayanışmada şaşırtıcı sonuçlara ulaşıldığını söylüyor. Prof. Avlan, bilimsel ölçümlere dayanarak, rükû esnasında, ayağın topuk bölgesinde, kanın damar iç çeperine yaptığı basıncın yarı yarıya düştüğünü tespit ettiğini belirtiyor. Dr. Avlana göre, secde durumunda uzun süre ayakta duran kan damarları tam bir istirahat ve dinlenme fırsatı buluyor



* İbadet için insanın evinden çıkması, diğer insanlarla konuşup sohbet etmesi, yalnızlık duygusunu taşımaması, dinî konuları düşünmesi, ibadet ve dualardaki hareketler, fiziksel problemlere önemli ölçüde engel olduğu için, vücut bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. Stres ve asabiyetin sebep olduğu ve yaşlılıkla birlikte gelen hastalıklara karşı bağışıklık sistemi direnç kazanır. 

* ABDde Pensilvanya Üniversitesi Tıp Merkezi uzmanı Prof. Dr. Newberg tarafından, namaz kılan ve dua eden bir grup Müslümanın üzerinde yapılan araştırmaya göre, huşu içinde yapılan dua ve teemmül (meditasyon) esnasında alında, beynin ön bölgesinde karar alma mekanizmasının bulunduğu Frontal Lobe adı verilen kısımda kan miktarı belirgin bir şekilde artıyor. Duygusal, etki-tepkiyle ilgili kararlar burada alınıyor. İnsandaki kompleks hissi ve davranış becerileri burada öğreniliyor. Araştırma sonuçlarına göre, düşünce, tefekkür ve Allah(c.c.)a yönelme anında insan kendini Allah(c.c.)a daha yakın hissediyor, yüce duygular taşıyarak huzur ve sükûn buluyor. (Newsweek dergisi, 7 Mayıs 2001. Religion And The Brain) 

* Uzman Dr. Abdullah Muhammed Nusret, namaz hareketlerinin beynin kan dolaşımına olan olumlu etkisi konusunda yaptığı araştırma ve deneylerde şu sonuçlara ulaştığını kaydediyor: Secde esnasında, kanın beyne akışı artıyor. Rükû ve secdede başı peş peşe öne öğmek, rükû ve secdeden kalkarken başı kaldırmak, otomatik olarak beynin kan dolaşımını düzenler ve dengede tutar. İleriki yaşlarda bu hareketler, sağlık için daha da önem arz eder.

* Dr. Nusret, araştırmasının sonunda, Hz. Peygamberin (sas) ilmî mucizelerine dikkat çekiyor. Beynin kan dolaşımı dengesi için, rükû ve secdede yapılan hareketler yavaş olmalı ve hareketlerde bir miktar beklemek lazım ki fayda sağlansın. Burada, Efendimizin (sas) namazda rükû, secde ve kıyamda beklemeyi, namazı yavaş ve sükûnet içinde kılmayı emretmiş olmasının sırları ortaya çıkıyor. 

* Belki namaz ve dua, bugüne kadar bilinen en büyük enerji kaynağıdır. Doktor olarak, hiçbir ilacın fayda vermediği, doktorların tedavide aciz kaldığı pek çok hastanın, doktorların ellerini çekip onların yerine namaz ve duanın girmesiyle iyileştiklerini gördüm. (Dr. Alexis Carrel. İnsan Denen Meçhul kitabının yazarı ve Nobel ödülü sahibi) 


* ABDnin Iowa Üniversitesinde bir grup araştırmacı uzman doktorun 65 yaş üzeri 550 hasta üzerinde yapmış oldukları araştırma ve deneylerde, ibadet mekanlarına devam eden mümin insanların, herhangi bir ibadet içinde bulunmayan ateist insanlara göre yüzde 35 daha fazla yaşadıkları görüldü. Araştırmacılar, düzenli ve sürekli olarak ibadethanelere devam eden yaşlı insanlarda, vücut bağışıklık sisteminin güçlendiğini bu nedenle, yaşlıların tansiyon ve damar tıkanıklığına maruz kalma riskinin daha az olduğu tespitinde bulundular. 

* Amerikalı araştırmacı Prof. Dr. Daniel Hall, sağlık durumları aynı olduğu halde, dua edenlerin, etmeyenlere oranla üç yıl daha fazla yaşadıklarını belirtti. Araştırma sonuçlarının yayınlandığı Family Medicine dergisinde Dr. Daniel Hall, şu tespitlerde bulunuyor: Namaz ve dua ibadeti esnasında hissedilen sükunet, gevşeme ve rahatlık sebebiyle vücut, stresin yol açtığı yüksek kolesterole karşı bir madde salgılıyor. İbadetle yaşayan insanın psikolojisi düzeldiği için, yüksek kolesterole karşı korunmuş olur, bu da kişinin daha fazla yaşaması anlamına gelir. 

* 12 yıl süren gözlem ve tespitler sonucunda, müşahede altında bulunan 65 yaş üzeri ateistlerden yüzde 52sinin öldüğü, haftada bir veya iki kere mabetlere devam edenlerden ise yüzde 85inin yaşadığı kaydedildi.

 
*İstanbul tıp fakültesinde 1980 yılında yapılan bir araştırmada, diz eklemi romatizması olan ve namaz kılan 30 hasta ile, yine diz eklemi romatizması olan ve namaz kılmayan 30 hasta karşılaştırıldı. Namaz kılanlarda şikayetler ve hastalık belirtileri 50 yaşından sonra ortaya çıkarken, bu hastalık namaz kılmayanlarda 40 yaşından itibaren görülüyordu.
*Tam bir sağlık kaynağı Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesi Profesörü Dr. Hans Tischer, ünlü bir ortopedi uzmanıdır. Bu bilim adamı, kendi sahasıyla ilgili bir hareketler zinciri olan namazı incelemiş ve şöyle bir yargıya varmıştır:
"Müslümanların namazı ortopedik açıdan bacaklar, diz, kalça ve ayak bilekleri hatta parmak eklemlerine varıncaya kadar vücudun her eklemini hareket ettirir. Ayrıca boyun, omuz, kol, bacak, sırt ve karın kaslarının tümünü büyük bir ahenk içinde kasılıp yumuşatmakta ve böylece tam bir sağlık kaynağı olmaktadır. Üstelik tüm bu faydalı hareketler günde beş defa tekrarlanmaktadır. Vücut için bundan daha faydalı daha rahatlatıcı bir hareketler topluluğu düşünülemez
*Huzura kavuşan ve bu duygular içinde konsantre olan insanların beyinlerinde Dopamin, Interleukin-2 gibi maddeler salgılanır.Dopamin rahatlık, ferahlık veren, güzel duygular sağlayan bir maddedir. Interleukin-2 ise insanın savunma sistemini kuvvetlendirir.Moralinin yükselmesiyle ağır hastalığı yenen insanlarda, Interleukin-2 salgılanması rol oynamaktadır
namaz VE SAĞLIK ile ilgili görsel sonucu

Sayılamayacak faydaları olduğu halde insanlar namazdan neden geri dururlar? Neden Yaratıcının kendine sunduğu bu nimeti geri teperler? Çok ilginç durum var ortada . İnsanlar dünyada da ahirette de faydası olan bir nimeti tepip yogo ,sabah jimnastiği  ve dünyalar kadar paralar verip çeşitli ekzersizler yaparak namazın sağladığı yararları yakalamaya çalışıyor  ama aynı yararın fazlasını sunan yaratıcının reçetesine uymuyor.
  Bunda insanlara namazın doğru anlatılamamasının yanında , daha geniş manada dini ve dini hükümlerle  ilgili  detaylı bilgilerinin olmaması yatıyor.Bu vebalin en büyüğü de din adamlarınındır.
   Bir yoga kadar namazı insanlara anlatamadık.Dosdoğru kılarak örnek olamadık.İnsanlığın kurtuluş reçetesi olan bu dini kurda kuşa yem ettik.    Başta din adamları olmak üzere inanıyorum diyen herkes bunun hesabını Allah'a nasıl verecek  bilemiyorum.
   Dini emir ve yasakları; günah-sevap,cennet-cehennem ekseninden çıkarıp  hikmetleri üzerinden insanlara anlatmanın zamanı geldi de geçiyor bile . İbadetlerin yararlarını din adamlarının anlatımından çok, ibadetlerin faydalı olduğu  alanla ilgili kişilerin anlatması daha etkili olacağı kanaatindeyim.
    Allah'ın kullarını sevdiğini biliyorum. Sevdiğine zarar vermeyeceğinden eminim . Bu yüzden emrettiği her şeye uymaya çalışıyor ,bunun dünyada faydalarını görüyorum. Allah'ın va'dinin  ahirette de gerçekleşeceğine inanıyorum. 
   Ey inasanoğlu seni seven bir yaratıcı var. Üç günlük dünyadan başını kaldırıpta bir kulak versene ne diyor. ? ''Beni an ki ben de seni anayım''bu kadar nimeti vereni anmak çok mu zor?
Allah hepimize gerçeği görmek ve ona göre yaşamak nasip etsin.
Allah bizleri sevdikleri ile beraber haşreylesin.
Amin.
  

Yorumlar