DİYANET VE KUL HAKKI

DİYANET VE KUL HAKKI

Diyanet işleri başkanı  Sayın  Prof. Dr. Ali Erbaş  K. Mısırlıoğlu'nu  ziyaretinden dolayı  eleştirilerin  odağına oturdu. Biz bu eleştirilerin haklılığı yada haksızlığı üzerinde  durmayacağız.
Bizim ilgimizi çeken Sayın başkanın  yaptığı açıklama.
''Kul hakkı diyor.''
Kendini eleştirenlere kul hakkına giriyorsunuz diyor.
Allah'ın affetmeyeceği günahlar arasında kul hakkı.
Diyanetin  böyle bir konuda hassas olması çok doğal.

Sayın başkan şöyle açıklamada bulunuyor;
"Yapmış olduğumuz her sohbetimizde, konuşmamızda değinmeden geçemediğimiz en önemli hususlardan birisi ’aman ha kul hakkında dikkat edelim’ ifadesidir. Bu meyanda farklı beklentilerle kişileri itibarsızlaştırmak kul hakkını ihlal etmektir" dedi.


DİYANET VE KUL HAKKI


Ne kadar güzel başkanın  kul hakkını dile getirmesi.
Allah'ın  hassas olduğu bir meseleye  dikkat çekmeleri...
 Fakat bir sıkıntı var.
 Kendine yapılan eleştirilere yanıt olarak vermeseydi.
Keşke ülkedeki tüm hak ihlallerinin bir kul hakkı olduğunu bilip gerekli açıklamaları yapsaydı.
Kamu malının kul hakkının en kötüsü olduğunu bilip  gerekli zamanda gerekli kişilere Allah'ın  emirlerini hatırlatsaydı.
Korkusuzca  haykırsaydı.
Devlet memuru değil Allah'ın  memuru olduğunu  ortaya koysaydı.
Ülkedeki her türlü haksızlığa  hiçbir makamdan korkmadan karşı çıkabilseydi.
Her türlü zorbaya ve zorbalığa karşı çıkıp hakkı ve hukuku savunabilseydi.
Ne güzel olurdu.
Emekçinin hakkını yiyenlere kul hakkı yiyiyorsunuz deseydi.
Sıradan insanlara asgari ücret verip hanlarda hamamlarda  yaşayanlara kul hakkı yiyorsunuz deseydi.
Halk aç ve yoksulluk içindeyken halkın vergileriyle sultanlar gibi yaşayanlara  kul hakkı yiyorsunuz diyebilseydi.
Ülkedeki her türlü haksızlığa karşı çıkıp adaletsizliğin de  bir kul hakkı olduğunu haykırabilseydi.
O zaman daha gerçekçi olurdu,daha samimi olurdu.
Evet din adamlığı zordur. Herkes olamaz ,olsa da yapamaz.
Din adamı zor günlerde konuşmaktan korkmamalıdır.
Korkanlar da din adamı olmamalıdır.
Hakkı ve hukuku en üst perdeden dile getirmelidir.
Kimsenin yanında veya karşısında değil,  daima hakkın ve hukukun yanında olmalıdır.
Gözü ve gönlü  başka diyarlarda değil Allah'ın buyruklarında olmalıdır.
İşte o zaman,
Din insanlara daha güzel görünürdü.
Din adamları daha saygın olurdu.
Mazlumların sesi zalimlere karşı daha gür çıkardı.
Haksızlıklar daha  bir azalırdı.
Allah'ın muradı da bu değil mi?

Sayın Erbaş ; Allah sadece sıradan insanlara  hakkı hukuku sormayacak sizlere de soracak , diyanetin imamlar ordusuna da soracak.
 Ne cevap vereceğinizi hiç düşündünüz mü?
Düşünseniz  çok iyi olur.
Kimse la yüs-el değildir.
Bizden söylemesi  herkesin amel defteri açıldığı gibi mahşerde sizin de amel defteriniz açılacak o zaman hepimiz ilahi adaletin önünde  olmanın huzurunu yada huzursuzluğunu yaşayacağız.
Bunu böyle bilesiniz



Yorumlar