SAĞLIKLA İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKEN BİLGİLER


GUT HASTALIĞI

➤ Gut nasıl bir hastalıktır?
Genetik yatkınlığı olan ve proteinden çok zengin beslenen kişilerde görülmektedir.
 Gut hastalığında proteinlerin metabolizması sırasında açığa çıkan, ürik asit adı verilen bir maddenin kanda miktarı artar. Kanda fazla olan bu ürik asit sodyum ile birleşerek ürat kristallerini oluşturur. Ürat kristalleri eklemlerde ve böbreklerde birikerek hastalık belirtilerini oluşturur. Hastalık ataklar şeklinde seyreder.


 Eklemlerde biriken ürat kristalleri ağrı, şişlik, sızı ve yangıya neden olur. Bu şişliklere ‘tofus’ adı verilir. En çok ayak başparmağı eklemi tutulur.  Eklemlerdeki ağrı gece uykudan uyandıracak kadar şiddetli olabilir.
Oluşan ürat kristalleri böbreklerde de birikebilir ve böbrek taşlarına neden olur.
Bu hastalara yeterli miktarda protein içeren ama proteinden zengin olmayan bir beslenme şekli önerilir.  
Sakatat, kırmızı et, deniz ürünleri kaçınılması gereken gıdalardır.  
Bu hastalarda şişmanlık var ise zayıflamalı ve sıvı alımını günlük maksimum 2 lt olacak şekilde arttırmalıdır.
 Alkol ve aspirin gibi ürik asit düzeyini arttırabilecek ilaçlardan uzak durulmalıdır. 
  Ağır olmayan yürüyüş şekline egzersizler yapılmalıdır.
Gut tedavisinde öncelikle eklemlerde biriken ürik aside bağlı ağrı ve yangıyı  gidermek için antienflamatuar  ilaçlar kullanılır.   Ayrıca vücutta biyokimyasal olarak ürat oluşumunu azaltan ve idrardan ürat atılımını arttıran ilaçlar ile tedavi edilir.
➤ İnsülin direnci neden olur?
ŞEKER HASTALIĞI

Her hormon gibi insülin hormonu da vücuttaki görevini yapabilmek için reseptör adı verilen bir moleküle bağlanmalıdır. Hormonun etkisinin yeterli olması için kendi miktarı kadar bu
reseptörünün miktarı da önemlidir.
İnsülin direnci denilen olayda insülinin bağlanacağı reseptörlerin sayısı azalmış veya yapısı bozulmuştur.  İnsülin düzeyi yeterli olduğu halde vücutta etkisini gösteremez.  Bu durumda kan şeker düzeyini dengelemek için pankreastan daha fazla insülin salgılanır ve buna rağmen gerekli mekanizmalar çalışmaz. Aynen insülin eksikliğinde olduğu gibi vücudun glukoz kullanım mekanizmaları bozulur, kan şekerinde dalgalanmalar görülür ve ileri evrelerde kan glukoz düzeyi artar.

İnsülin direncine en çok sebep olan adipokin adı verilen ve yağ dokudan salınan bazı maddelerdir.   Özellikle abdominal yağ dokusu bu maddelerin asıl kaynağıdır.  Yağ dokusu artışı  insülin direncine,   insülin direncide  yağ dokusu artışına yani   obeziteye neden olur.
➤ Kanser olup olmadığımız nasıl belirlenebilir?
KANSER HASTALIĞI

Bazı kanserlerin erkenden tespit edilmesi için çalışmalarla etkinliği ve kullanılabilirliği kanıtlanmış muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemlerinden oluşan kanser  tarama testleri vardır.
Tarama testlerinin amacı kanser vücutta henüz  hiçbir belirti ve bulgu oluşturmamışken , kişi tümüyle sağlıklı iken  kanserin  tespit edilmesidir. .  Bu testler ile beraber kişinin aile öyküsü, geçmişi, mesleği gibi özellikleri değerlendirilerek bir risk analizi yapılır ve bunlara göre bir takip-tedavi stratejisi belirlenir.
Aynı kanserin tipinin bile oluşumu, yayılımı, tedaviye cevabı insandan insana değişiklik  gösterir.  Bu nedenle ‘evet sen kanser olacaksın’  dedirtecek bir tarama testi yoktur. İyi ki de yok, çünkü acaba hangi kansere, ne zaman yakalanacağım diye doktor doktor dolaşmak korkunç bir şey olurdu.
Ülkemizde en sık görülen kanser türleri ve bu kanserlerin erken tespiti için ülkemizde tüm dünyada kullanılan tarama testleri aşağıdaki gibidir:
➤ Meme kanserini erkenden tespit etmek için yapılması gerekenler:

-20 yaşından sonra her ay adet dönemi sonrası ilk banyoda yapılan kendi kendine meme muayenesi
- 20-40 yaşları arasında iki yılda bir, 40 yaşından sonra ise yılda bir kez doktorun yapacağı klinik meme muayenesi
- 40 yaş üzerinde yılda 1 kez mamografi çekilmesi ( Mamografiye doktorun önerisi ile meme ultrasonografisi eklenebilir.)
- Ailesinde meme kanseri öyküsü olan yüksek riskli bireylerde doktorun belirleyeceği sıklıkta MR incelemesi
-Aile öyküsü olanlarda BRCA-1 ve BRCA-2 adı verilen genlerin araştırılması
➤ Rahim kanserini erkenden tespit etmek için  yapılması gerekenler:

-20 yaşından sonra her yıl kadın-doğum doktoru tarafından yapılacak jinekolojik muayene
-Yine 20 yaşından sonra üç yılda bir kez (tercihen yılda bir kez)  pap- smear ya da sıvı bazlı smear testi
-Beş yılda bir HPV (insan papilloma virüsü)  testi ( HPV’nin kansere sebep olan tipleri pozitif bulunursa kolposkopi yapılır.)
➤ Kolon kanserini erkenden tespit etmek için yapılması gerekenler:

-50 yaşından sonra yılda bir kez dışkıda gizli kan aranması testi
-50 yaşından sonra beş yılda bir kez sigmoidoskopi. polipvs var ise biyopsi yapılması
-50 yaşından sonra on yılda bir rektal muayene, kolonoskopi ve /veya kolon grafisi. (Polip, lezyon vs var ise biyopsi yapılması)
-Kanda karsinoembriyojenik antijen (CEA) düzeyinin ölçülmesi: CEA ölçümü erken tanıda ama en çokta tedavinin takibinde kullanılır.
-3 yılda bir kez dışkıdan DNA analizi:
-Sanal kolonoskopi (Kalın barsaklar hava ile doldurularak bilgisayarlı tomografi çekilir ve kolon içinde üç boyutlu görüntüler elde edilir. Bu görüntülerde bir şey tespit edilir ise kolonoskopi yapılır. )
➤ Prostat kanserini erkenden tespit etmek için yapılması gerekenler:

-50 yaşından sonra her yıl rektal muayene yaptırılması ve
-Yılda bir kez kanda prostat spesifik antijen (PSA) miktarının ölçülmesi
(Ailesinde prostat kanseri olanlarda tarama testlerine 40 yaşında başlanmalıdır.)
 Bu tarama testlerini özel hastanelerde yaşa ve cinse göre belirlenmiş check-up programlarından size uygun olanını seçerek ya da kamu hastanelerinde kurulmuş olan KETEM  (Kanserde Erken Teşhis Tarama ve Eğitim Merkezi) birimlerinde yaptırabilirsiniz.
➤ Pankreas kanseri belirtileri nelerdir? 

Pankreas kanserinde kilo kaybı, karın ağrısı, sırt ağrısı, sarılık, iştahsızlık, bulantı, kusma, halsizlik, yorgunluk, ishal, sırt ağrısı, barsak bozuklukları, hazımsızlık, şeker hastalığı, gibi belirtiler görülür.
Pankreas kanseri tedavisine gastroenteroloji, radyasyon onkolojisi, cerrahi, medikal onkoloji branşlarından uzmanların hep beraber bulunduğu bir konsey karar vermelidir. Çünkü pankreas kanseri hızlı yayılan ve tedavisi zor olan bir kanser türüdür.
Tedavi kanserin yayılma derecesine göre belirlenir. Kanser pankreas dışına yayılmamış ise hasta ameliyat edilir ve hastalıktan kurtulabilir.
Pankreas dışına taşmış, İlerlemiş vak'alarda kemoterapi, radyoterapi, lokal kimi tedaviler ve destek tedavileri ile yaşam süresi uzatılmaya ve yaşam kalitesi arttırılmaya çalışılır. 

Yorumlar